İzleyiciler

12 Ekim 2012 Cuma

Amores Perros


 Her iyi bir film ya da kitap sonunda hüzünleniyorum.İyi bir yasamın sonuna sahitlik etmek mi hüzünlendiren bilemiyorum..
Kendi hayatımla bağdaştırdığımda böyle bitmeyeceğine inanmaktan kaçındığım gerçeği belki de...
Yasam nedir(?) ya da yaşamak (?)
Bu sorgu içinde geçen çokça zamanlar,ve aslında yasamamıza engel zamanlar..
Hayat irili ufaklı incelik ve kırgınlıklardan oluşan koca bir bahçe.Tüm yaşamlar için böyle bu; ya da ben tüm insanlığa mal etmek istiyorum kime ne.
Bir yaratanı olmalı bu bahçenin,bahçıvanı (?)

     Elinde budama makasıyla bu soruyu bosluğa sormak zor ama daha zoru inceliklerle dolu çiçekleri seyrettiğim zamanın, kırgınlıkları büyütüp onlara odaklandığım zamandan
daha az olması..
Aslında bu yazı herkese veya hiçkimseye yazılan bir yaz(g)ı..Sunulan güzel zamanlara odaklanamayan bir ömrün yine unutulacak bir itirafı da sayılabilir..
     Evet hayatımdaki en iyi sey orada bulunman ve rebkli çiçeklere sahip bir bahçe için ektiğin tohumlardı.hayatımızdaki insanlara zorunluluklar yükleyip onları suçlamak
en kolayı;tıpkı yazarın dediği gibi.

     Bakıyorum bahçeme elimde bir budama makası ama bu kez içimdeki sen kırgınlık aşılayarak o renkli çiçekleri karartmama izin vermiyor..Sadece hüznüm var biraz sessizce bağır-
dığım içimdeki halini asla bastırmayacak.

2 Ekim 2012 Salı

AŞK'a Şükredelim

Sanılır ki susunca geçer unutulur herşey..
Susuyorum..çöldeki uzun bir yolculukta nasıl susanırsa..
Susuyorum..çünkü ne desem bende açtığın yaraları kapatmayacak(-sın)..Susuyorum..
Sessizliğimde duyuyorum tekrar tekrar güzel ama o eksik hikayemizi..
Sustum..

Arada bir köşebaşı ya da kaldırımda rastlıyorum hayaletlerimize..sessizce izliyorum..Tüm bunları 
esrik bir tebessümle yapıyorum..susuyorum..susuyorum ki adını sayıklayıp sana haksızlık etmeyeyim.

http://fizy.com/#s/3fg2dy


22 Eylül 2012 Cumartesi

Bugün Günlerden İsyan!

Ne bugün ne de dün..anlam ifade etmiyor..farksız birbirinden..bir anlamı vardı halbuki cumartesilerin..heycanla beklerken..pazarları sevmezdim..çarşamba şu vardı pazartesi bu....şimdilerde ne dün farklı bugünden ne de bugün bir öncekinden...
Yarına dair umudumu yitirmemeyi öyle çok istiyorum ki...

Cumartesi kızıldı..gün batımı şarap kokardı..Hüzne de eşlik ederdi, mutluluğa da farketmezdi duygular..şarap olsundu bir de ruha değen ezgiler;tamamdı.....

      Ahhh Efkar!
......bunun adı efkar arkadaş hem de adamı üryan bırakan cinsinden..sen sorunsuz yürürken seni senden götüren bu yosun kokan şehirde,kanatılan her yaran için attığın adımlara hayıflanırsın...

Hiç erkenden vardın mı en son olman gereken yere....
....Şarapla yıkadığını sandığın geçmişinden bir parça alıverir yüzünün yarısını..işte o zaman farkedersin çıplaklığını..yalnızlığını...
Olmaz deme! 
Olur...
köşe başlarında ruhunu şeytana satarken yakalanırsın...belki de bu yüzden tanrına kırgınlığın.  
birde şarkı dinlemek lazım şimdi   


içimden geçen buydu olurda sewmezsen aç sewdiğin bir şarkı dinle...

19 Eylül 2012 Çarşamba

KAYGILIYIM..


Yazmak isteyip de yazamadığım -henüz yazamadığım demek daha yakışık alacak..içimde birikmiş öyle çok konu var ki..yasam hiç yasanası değil bu sıralar..ülkem kan kaybediyor..memleketim ayakta;allahtan ayakta..
Barış'ın (canım oğlum benim Barış'ımm) kardeşliğin hüküm sürdüğü bir memleket her dinin her mezhebin bir arada mutlu mesut yasadığı şehirdenim ben..Antakya benim memleketim..Medeniyetler Kenti ANTAKYA
fakat üzgünüm üzgünüz..kirli ayaklar hala orada..işbirlikçileri memleketim insanından geçiniyor..birileri onlara muhalif diyor ben aleenen şerefsiz teröristler diyorum..öylesine öfke doluyum ki..

-öfke iyi bir şey değil..ne farkım kalır ki onlardan     (imza:iç ses)
Atam'ı sildiler mi gerçekten bunun bir söylentinden ibaret olduğunu diliyorum..yoksa o kadar zavallı bir halk mıyız ? İmam Hatipler diyor basbakan terörist yetiştirmedi die mi kapattınız..soruluyor peki yaa onca can yakan 37 tane aydına kıyan caniler Amerikan Kolejinde mi yetişti !


sonra bilinçle savaşım başlıyor çünkü mutsuzum ve mutsuzken aynı tepkileri verdirten zihnim ahh o kurnaz zihnim..yenebilirim onu..farkındayım çünkü; dur diyebilirim..kalkıp dans etsem mesela ? delilik dersiniz delilik bilincin altına düşmek midir bir uzman arkadaşımın dediği gibi o zaman bilgelik bilincin üstü..demek ki farkında olarak dans edersem bilgeyim demektir :)) saygılar uğurcum. 
   
 bu arada;telli duvarlı, boydan boya sürgülü kapılı,köşe kapmaca ve saklambaç oyununa uygun bir kör'ebe tarafından yönetilen ''eli her yerde'' bir eğitim süreci baslar her zamankinden farklı olarak..hayırlı uğurlu olsun dersem olur mu ki! ümit ediyorum işte......


14 Eylül 2012 Cuma

Aman Tanrım !

blogger bile beni ciddiye almıyor insan dışı bi bişiii muamelesi yapıyor :))

ama neyse ki sorun halledildi ve işte yeniden yazabiliyorum 

13 Eylül 2012 Perşembe

DÜŞÜNSEL SARSINTILAR

Bana neler olduğunu anlam veremez oldum bu aralar..önceleri sorgulamaya kalkıştım,cevap bulamadım..kızdım,ağladım,üzüldüm,kanadı kanadı ve hala kanamakta derinlerden sığlara sığlara...
yazmayı dahi unutturacak kadar ifadesiz ruhum.. içimden öyle derin acılar geçiyor ki dur durak bilmeksizin..bana kimse yardım edemez!
bende kendime...
ps.burası sırf iç döküntülerim için var oysaki nedendir bilemiyorum onuda beceremedim..

bir şarkı dinlemeli yakısan güne sewgiyle paylaşılan;


hataların dolacak
günahların akacak
mendil mendil 
yalnızlığın.......seni saracak
kalbimi kırdı derken
ecelin adı erken 
ALDIRMAMAK LAZIM bazen.....İÇİN YANARKEN

12 Eylül 2012 Çarşamba

hani deyim yerindeyse derlerler ya deyim yerinde mi bilmem ama ifadesizliğin en kör yerindeyim ben bu ara..
tam da gelmişken en sewdiğim mevsim sarı sonbahar..konuşamamak,göz yummak kanatan bir eylem aslında hoşgörüsüz fikirlere sığamazken..derin bir öfke kıpkırmızı olanından şu bir kaç tümceyi akıtan yürekten belki de; yaa ya daa hapseden önünü tıkayan söylenemeyenlerin! 
bana bi melodi lazım elimden tutup beni uykuya götürecek..
 12 Eylül' dönmüş gün;

Bu ülkede kuponlarla umut ve mutluluk tacirliği yapıldığından beri daha fazla gazete satılır oldu ancak okuma oranında pek bir değişiklik olmadı. Yetmiş iki parçalık yemek takımları bir kaç yüz taksitle ceyizlere girdi, silah icat oldu, Eylül geldi, on ikiyi vurdu... "Nitekim" bizi vuranlarsa paşa paşa ressam oldu... Sanatını ve demokrasisini sevdigimin ülkesi.

yadsınamazdı..                                                  mutlu geceleeerrr ütopik olsa da.